Türkiye'nin Uzak Pazarlara Erişim Problemine E-Ticaret Çözüm Olabilir Mi?
Geçtiğimiz yirmi yılda, Türkiye'nin ihracatının ve ithalatının bölgelere göre dağılımı incelendiğinde, ihracat ve ithalat partnerlerinde bölgesel değişimler gözlenmektedir. Son yıllarda daha da belirginleşen bu değişimlerle birlikte, Türkiye'nin ihracatında Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın, ithalatında ise Uzak Doğu'nun payı yükselmektedir. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri söz konusu olduğunda ise, hem ihracatta hem de ithalatta AB ülkeleri yıllardır ana pazar olma özelliğini korusa da, küresel dinamiklerin de etkisiyle Türkiye'nin dış ticaret açığının kaynağında Uzak Doğu'nun rolü artmaktadır.
Dış ticaret açığında Uzak Doğu kaynaklı artışın temel nedeni, Türkiye'nin başta Uzak Doğu olmak üzere uzak pazarlara erişmekte yaşadığı güçlüktür. Bunu aşarak ihracat menzilini genişletmek, yeni pazarlara yeni ürünler götürebilir hale gelmek önümüzdeki dönemde Türkiye'nin yeni büyüme stratejisinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Dijitalleşmenin etkisiyle yeni pazarlara girişi kolaylaştıran elektronik ticarete (e-ticaret) adaptasyon ise bu hedefe ulaşmada büyük bir fırsat sunmaktadır.
Bu çerçevede bu yazıda, (i) Türkiye'nin dış ticaret açığında gerçekleşen pazar değişiklikleri analiz edilmekte ve (ii) Türkiye'nin uzak pazarlara ihracat yapmakta problem yaşadığı tespitini takiben, ihracat menzilini artırmak için e-ticarete yönelik değerlendirmelere yer verilmektedir.
1970'lerden günümüze Türkiye'nin ihracatının bölgelere göre dağılımı
incelendiğinde, üç ana eğilim göze çarpmaktadır: (i) AB, yıllardır Türkiye'nin en
büyük ihracat destinasyonudur, (ii) Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi, Türkiye için
ihracatta, Avrupa pazarına alternatif oluşturmaktadır ve (iii) Türkiye, Uzak Doğu
bölgesine erişememektedir.2 Türkiye, son 50 yıldır ihracatının neredeyse yarısını AB
ülkelerine gerçekleştirmektedir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi ise Avrupa'dan sonra
Türkiye'nin en çok mal ihraç ettiği ikinci bölgedir. Ayrıca Türkiye, yıllar içerisinde bu iki
pazardan birine yoğunlaştığında diğerindeki payını azaltmaktadır. Dünyadaki ithalatın üçte
birinden fazlasını talep eden Uzak Doğu bölgesi ise, Türkiye'nin ihracatından sadece
yüzde 5'lik bir pay almaktadır.
TEPAV tarafından hazırlanan rapor Ayşegül Taşöz Düşündere imzası taşımaktadır.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız